2007
yılında akıllı teknolojik aletlerin hayatımıza girmesiyle, insanlar adeta
ekranlara bağımlı hale geldi. Bu durum bizi daha da mutsuz hale getirdi. Bu
durum aynı zamanda kişisel verilerin dinlenmesi ve başka kişilerin eline
geçmesi gibi kötü olayların yaşanmasına da zemin hazırladı. 2013 yılında eski
Amerika Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) çalışanı Edward Snowden'ın Amerikan
hükümetinin insanları izinsiz dinlediğini belgelerle açıklaması dünya çapında
bir kriz yarattı, çünkü sadece sıradan Amerikalı insanlar değil Almanya
Başbakanının bile Amerika tarafında yıllarca dinlendiği ortaya çıktı. 2014
yılında yayınlanan Citizenfour belgeseli Snowden'in bu belgeleri açıklama sürecini
ve sonrasında yaşadıklarını anlatıyor. Snowden insanların dinlenmesinin yanlış
olduğunu ve bu durumu bilmeleri gerektiğini düşünüyor ve daha rahat açıklama
yapmak için Hong Kong'a giderek İngiliz ve Amerikan gazetecilerle bir araya
gelerek yasa dışı dinleme ile ilgili belgeleriyle açıklama yapmaya başlıyor.
Snowden'ın açıklamalarına göre Amerika Ulusal Güvenlik Dairesi insanları
dinlemek için Utah ve Almanya'da veri merkezleri kurmuş. Snowden'ın
açıklamalarından ve yayınladığı belgelerden sonra medya kuruluşları siyasi
baskılar nedeniyle bir süre bu belgeleri haber yapamamış. Bu dinleme skandalı
ortaya çıktığında ilk olarak yetkililer bu iddiaları reddetmiş fakat daha sonra
bu dinlemelerin yasalar çerçevesinde olduğunu açıkladılar.
Bu
belgesel insanları dinlemenin ne kadar kolay olduğunu ve pek çok ülkenin bu
yola başvurduğunu bizlere göstermiş oldu. Olayın ortaya çıktıktan sonra ABD'nin
Snowden'ın pasaportunu iptal etmesi ve Snowden'ın Rusya'ya sığınması aynı Enes
Kanter'in Türkiye ile olan ilişkisi gibi, yani ABD'nin böyle bir reaksiyon
vermesi bana ilginç geldi. Belgeseli genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim.
Eğer sizde yasa dışı dinleme ve hak ihlali gibi konularla ilgiliyseniz bu
belgesel tam size göre.
0 Yorumlar