Günümüzde
insanların sosyal medya araçlarını kullanımı, akıllı telefonların ucuzlaması ve
kolay elde edilebilir olması sayesinde artmış durumda. Özellikle genç insanlar
sürekli sosyal medyada zaman geçirmek istiyorlar, artık sokaklarda zaman
geçiren ve spor yapan insanları görmek neredeyse imkansız oldu. Sosyal medya
bağımlılığını ve nedenlerini anlatan 2020 yapımı The Social Dilemma belgeseli,
bu önemli soruna dikkat çekiyor. Netflix yapımı bu belgeselde Faceboom Twitter,
Google gibi dev sosyal medya şirketlerinin eski çalışanları bu kuruluşların
nasıl yönetildiğini ve insanları nasıl yönlendirdiğini seyircilerle paylaşıyor.
Bu şirketler kullanıcılarının sosyal medyada daha çok zaman geçirmelerini
istiyor, daha çok zaman daha çok reklam demek kendileri için, sizin bir
karakter analizinizi yapıp, reklamları sizin ilgi alanlarınıza göre
gönderiyorlar. Benim bu belgeselden öğrendiğim pek çok şey oldu fakat hepsine
değinirsem hep spoiler olur hem de yazı çok uzar bunun yerine benim için önemli
olan noktalardan bahsetmek istiyorum, herkesin bildiği fakat itiraf edemediği
şeyden başlamak istiyorum, sosyal medya kullanımı arttıkça mutluluk azalıyor,
bu çok acı bir gerçek aslında, mükemmellik algısı artıyor, herkes mükemmel
olmaya çalışıyor ve bu durum da insanları mutsuz ediyor. Google'a yazdığınız
soruların cevapları bölgeden bölgeye değişiyor ve Google sizi yönlendirmiş
oluyor. Sosyal medya nedeniyle kutuplaşma ve nefret artıyor. Yanlış bilgiler
çok çabuk yayılıyor. Yapılan
araştırmalar özellikle sosyal medya jenerasyonu denilen 96 doğumlu gençler
arasında depresyon ve intihar eğilimlerinin tarih boyunca hiç olmadığı kadar
arttığını gösteriyor. Sosyal medyanın en önemli zararı bu aslında insanların
psikolojisini alt üst edip intihar girişimlerine neden oluyor. Belgeselde ufak
bir filmde mevcut, bir aile çocuklarını sosyal medya bağımlılığından kurtarmak
için çabalıyor ve olaylar hiç beklemedikleri bir yönde ilerliyor.
Benim
izlerken çok şey öğrendiğim bir belgesel oldu The Social Dilemma, insanın
sosyal medyaya kendini bu kadar kaptırmaması gerekiyor. Bence bu durumun çözümü
için elimizden geldiği kadar hobi edinmeliyiz. Son iki üç aydır sosyal medya
kullanımı azalttım ve artık çok daha mutlu hissediyorum. Sosyal medyayı çok az
kullanmanın bana göre tek olumsuz yanı arkadaşlarınızın fotoğraflarına
zamanında yorum yapamamak ve arkadaşlarının seninle ilgili hikayelerini
görememek oldu. Bu belgeseli izlerken aklıma ilginç bir meydan okuma geldi. Bir
gün arkadaşlarımla dışarı çıktığımda telefonumu evde bırakmayı düşünüyorum
bakalım benim için nasıl bir deneyim olacak. Eğer sizde düşünen ve araştırmayı,
sorgulamayı seven biriyseniz bu belgesel tam size göre, sevgiler.
0 Yorumlar