Ad Code

Responsive Advertisement
6/recent/ticker-posts

Yalnızlık Temalı Mükemmel Bir Film

 


                 2003 yılında seyirci ile buluşan ve ülkemizde Bir Konuşabilse adıyla yayınlanan Lost İn Translation, yalnızlık temasını inanılmaz iyi bir şekilde beyaz perdeye yansıtarak izleyicilerden tam not alan ve benimde izlerken bazen kendimden izler bulduğum ve neden bu kadar geç izlediğim için kendime kızdığım bir film. Film eski ününü yitirmek üzere olan Amerikalı film yıldızı Bob Harris’in bir japon viski reklamı için Tokyo’ya gelmesi ve aynı otelde kalan kendisi gibi Amerikalı Charlotte ile tanışması ve beraber zaman geçirmesini anlatıyor. Bob’un yaşadığı orta yaş krizi ve Charlotte’un sorguladığı evliliği gibi benzer sorunlar yaşayan ikili bu benzer sorunlar sayesinde birbirlerine daha da yakınlaşıp beraber zaman geçirmeye başlıyorlar. Film kısa ve konuşmanın olmadığı sahnelerle otel odası yalnızlığını mükemmel bir şekilde seyirciye yansıtıyor, öyle ki izlerken bu yalnızlığı sizde hissediyorsunuz. Sahnelerin kısa ve sahne bitirilmeden yani örneğin Bob ve Charlotte konuşurken konuşma bitmeden, birbirlerine veda sözcükleri söylemeden diğer sahneye geçilmesi filmi inanılmaz sade ve hoş yapmış bana göre. İnternette bu film için diyaloglar zayıf denmiş ama ben bu görüşe katılmıyorum, filmde özellikle beğendiğim iki diyalog sahnesi oldu, ilki Bob ve Charlotte sohbet ederken Bob’un çocuğun olduktan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmuyor demesi, bence gerçek hayata dair vurucu bir tespit, ikincisi ise Charlotte’un kendinden bahsederken her genç kadın gibi bende bir ara fotoğrafçılığa merak sardım ama çektiğim resimler çok kötüydü diyerek kendinden samimi bir şekilde bahsetmesi, bu iki diyalog neden bilmiyorum ama bana acayip bir şekilde hayatın içinden geldi. Filmde ayrıca Bob ve Charlotte’un şarkı söylediği çok hoş bir karaoke sahnesi var. Baba serinin ünlü yönetmeni Francis Ford Coppola’ın kendisi gibi yönetmen olan kızı Sofiya Coppola’nın yönetmenliğini üstlendiği filmin başrollerinde Bill Murray ve Scarlett Johansson yer alıyor. Bu film galiba benim başrolde Bill Murray’i ilk kez izlediğim film oldu ve genellikle komedi filmlerinden tanıdığımız Murray burada gerçekten harika bir iş çıkarmış. Film çekilirken 19 yaşında olan Scarlett Johansson da keza canlandırdığı karakterin yaşadığı yalnızlık hissini bu kadar genç bir yaşta olmasına rağmen müthiş bir şekilde seyirciye aktarmış. Eğer yalnızlık temalı filmler hoşunuza gidiyorsa bu filmi kesinlikle seveceksiniz. 

Reactions

Yorum Gönder

0 Yorumlar