Ad Code

Responsive Advertisement
6/recent/ticker-posts

Vaktinden Önce Açan Gül

 


                 Basketbol benim için her zaman bir tutku oldu, uzun süre altyapılarda basketbol oynadım ve bu oyunu çok sevdim. Elbette artık eskisi gibi basketbol oynamaya zamanım olmasa da hala basketbol sonuçlarını takip ediyor ve basketbolla ilgili kitap ve filmleri izlemeyi seviyorum. Sizlere yakın zamanda ilgiyle okuduğum Chicago efsanesi Derrick Rose’un kendi hikayesini yazdığı, türkçe’ye İspat olarak çevrilen I Will Show You kitabından bahsetmek istiyorum. Aslında bu kitaptan bahsetmeden önce benim Derrick Rose ile yollarımız birçok defa kesişti, Rose’un NBA draftında birinci sıradan seçildiği 2008 yılında ben yoğun bir şekilde basketbol oynuyordum, arkadaşlarımla sürekli yıldız oyunculardan bahsediyorduk ve ilk sezonunda lige fırtına gibi başlayıp yılın çaylağı ödülünü aldığı 2008-2009 sezonunu çok net bir şekilde hatırlıyorum. 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası bildiğiniz gibi ülkemizde oynandı, orada da ABD-Slovenya maçına gitme fırsatını yakaladım ve NBA’de MVP ödülünü kazanan Kevin Durant, Derrick Rose, Stephen Curry, Russell Westbrook gibi yıldız oyuncuları canlı izleme şansına eriştim. Bu eğlenceli yol kesişmelerinden sonra kitaptan biraz bahsetmek istiyorum. Derrick Rose gibi Chicago’nun tehlikeli mahallelerinde büyümüş ve ligin en genç MVP’si olduktan sonra kariyeri sakatlıklarla sekteye uğramış yıldız oyuncunun hayat hikayesini kendi kaleminden okumak beni çok heyecanlandırdı. Bu güzel kitabı okurken pek çok not aldım, aslında Rose’unda klasik bir hikayesi var, annesi ve kardeşleriyle zor şartlarda büyütülen ve babası tarafından terk edilen, uyuşturucu ve şiddetin kol gezdiği mahallelerde basketbolunu geliştiren ve mücadelesiyle NBA’e adım atan Rose’un kendi hikayesini okurken ilk önce Amerikan toplumunda siyah bir birey olmanın ne kadar zor olduğunu anlıyorsunuz, düşünün kendisi 7. sınıfa kadar beyaz biriyle tanışmadığını söylüyor, siyahların işe alınmadığını iş bulmanın zor olduğunu, bir keresinde köpek sahiplendiğini ve köpeğe mama alabilmek için benzin istasyonunda pompacı olarak rengi biraz daha açık tenli olduğu için şans eseri işe alındığından bahsediyor. Ünlü NCAA koçu Calipari sayesinde Memphis üniversitesinde bir sezon basketbol oynadıktan sonra one and done olduğunu açıklayıp NBA Drafına giriyor, burada benim bilmediğim konu Calipari’nin o yıllarda Memphis’i çalıştırmasıydı ben kendisini yıllarca Kentucky koçu olarak bildiğim için Memphis geçmişinden haberim yoktu. bu kitapla ilgili benim dikkatimi bu gibi pek çok nokta var fakat bunların hepsini burada sizinle paylaşırsam bu yazı hem çok uzun olur hem de kitaptaki bütün dikkat çeken şeyleri buradan size aktarırsam kitabı okurken kitap sizi heyecanlandırmaz. Özetle bu kitap bir basketbol severin ilgiyle okuyacağı diğer kitaplardaki gibi bir gazeteci tarafından değil de Derrick Rose’un kendisi tarafından yazıldığı için daha samimi bir şekilde sizi içine çeken bir başarılı bir otobiyografi örneği olmuş.

Reactions

Yorum Gönder

0 Yorumlar