2022 yılının en çok konuşulan filmi olan Danimarka yapımı Speak No Evil, gerilim severler için başarılı bir yapım. Başlamadan önce uzun zamandır hayatımda bazı şeyleri yoluna koymaya çalışırken sizlerden ve sinemadan uzak kaldım, sonunda bu dönem yavaş yavaş sona erdi ve izlemek için bu güzel filmi seçtim. Her neyse filmimize geri dönelim, filmde Danimarkalı bir ailenin Toskana tatilinde Hollandalı bir aile ile tanışmasından sonra o aileden aldıkları davetle Hollanda’ya gitmeleri ve burada başlarından geçenler anlatılıyor. İlk başlarda her şey normal olarak ilerlerken bir süre sonra Danimarkalı aile misafir oldukları ailede bir takım gariplikler fark ediyorlar. Danimarkalı aile bariz olan bu gariplikleri fark ediyor ama üstüne gitmiyorlar. Burada yönetmen bu filmde günlük hayatta da sıkça karşımıza çıkan insan ilişkilerindeki sorunları küçük ve zararsız görerek üstüne gitmememizin nelere varacağını gösteriyor. Film ilerledikçe garipliklerin dozu da artıyor fakat Danimarkalı aile birkaç kez bu garip aileyi bırakıp gitmeyi denemelerine rağmen her seferinde başarısız oluyorlar. Yazının bu bölümünden sonrası spoiler içerebilir. Filmde pek çok kırılma noktası var ve izlerken bu noktalar gözünüze çarpıyor. Filmin bir sahnesinde ailesinin konuşma güçlüğü çektiğini söylediği Abel evlerine konuk olan Björn’e dilini gösteriyor, yani Hollandalı ailedeki gariplikler oğlu Abel ile başlıyor. Ne yazık ki Björn ve Louise bu durumun fazla üzerinde durmuyor ve sürekli bize zarar veremezler o kadar da ileri gidemezler şeklinde düşünüyorlar. Toparlarsam filmin alt metninde pek çok mesaj var, Hayatın toz pembe olmadığı, iyi insanlar kadar kötü insanların da olduğu, eğer bir yerde bir yanlışlık varsa bunun hemen dile getirilmesi gerektiği, insanların kimseye katlanmak zorunda olmadığı aksi halde bu durumun çok büyük olaylara sebep olabileceği anlatılmak isteniyor. Daha önce izlediğim The Jagten ile harika bir iş çıkaran Danimarka sineması bu filmde de beklentileri karşılamış. Sinema ile kalın, sevgiler.
0 Yorumlar