Sahil ve Milyoner gibi gişe rokarları kıran filmlerin ingiliz yönetmeni Danny Boyle’in yönetmen koltuğunda oturduğu 2010 yapımı 127 Saat, sayircilere gerilim dolu dakikalar vaadediyor. Gerçek bir hikayeden uyarlanan filmde Aaron Rolston isimli bir doğa sporcusunun başından geçenler anlatılıyor. Doğa tutkunu Aaron 2003 yılında Utah’daki Blue John Kanyonunda dolaşırken bastığı kaya yerinden oynaması ile sağ el ve kolu 400 kiloluk kayanın altında kaldı. Telefonu uzanamayacağı bir yerde olan,kanyona geleceğini kimseye bahsetmeyen Aaron’u kimse aramadı ve kimse onun bir kayaya sıkıştığını fark etmedi. 5 gün boyunca kayaya sıkışık kalan, yanındaki su ve yiyeceklerle idare eden Aaron’un 4. günde ümitleri tamamen tükendi ve yanındaki taşlara ailesine ithafen son sözlerini yazdı. Fakat bu durumdan sonra, genç dağcı kolunu kırabileceğini ve bu şekilde kolunu keserek kurtulabileceğini fark etti. Bir saat boyunca ucuz ve kör bir çakıyla kolunu kesen Aaron, çölde 10 km yürüyerek yardım isteyecek birilerini buluyor ve inanılmaz bir hikaye ile hayatta kalmayı başarıyor. Usta Yönetmen bu çoğu sahnesi tek mekanda geçen bu filmde bolca flashback’lere ve metaforlara yer vermiş. Filmin başrol oyuncusu olan James Franco rolü ile adeta bütünleşmiş. Gerçek Aaron’un kayaya sıkışıkken çektiği videolar youtube’da mevcut, filmden sonra bu videoları izlediğinizde aradaki benzerliği farkedebiliyorsunuz. Çektiği filmlerde masalsı anlatımları ile meşhur olan Danny Boyle bu filmde de bu şekilde bir çekim tekniği kullanmış. Film benim beklentimi karşıladı diyebilirim, gerek gerçek bir hayattan uyarlanması gerek insanoğlunun yaşamak için neleri feda edebileceği ve kör bir çakıyla kendi kolunu kesmek dahil ne tür acılara katlanabileceğini gösteren bir yapım oldu. 127 saat kısaca hem gerçek hayattan uyarlanın hem de ustalıkla beyaz perdeye aktarılan bir film olmuş.
0 Yorumlar