Dinler tarihinde Allah'a isyan eden melek olarak bildiğimiz şeytan pek çok dinde farklı şekillerde karşımıza çıkıyor, günlük hayatta şeytana uymak deyimini sıklıkla kullanıyoruz, 1997 yapımı Şeytan'ın Avukatı filmi isminden de anlaşıldığı üzere Şeytan'ın insanları nasıl manüpule ettiğini farklı bir açıdan beyaz perdeye aktarmış. Yetenekli ve hırslı bir avukat olan Kevin Lomax bir mahkeme çıkışı New York'un en büyük avukatlık firmasından mükemmel bir iş teklifi alır ve karısı ile birlikte New York'a yerleşir. Ancak eşinin yaşadığı bazı psikolojik sorunlar, onun bazı gerçeklerle yüzleşmesini sağlıyor.Filmde aslında birçok yerde yerinde göndermeler mevcut, mesela şeytanın kibir benim en favori günahımdır denemesi, Pek çok farklı dil konuşması, tek bir odada yaşaması ve hiç uyumaması gibi göndermeler izleyicilerin aklında farklı ve tatmin edici bir şeytan tasviri oluşturuyor. Kevin'in karısı Merry Ann'in yeni tanıştığı arkadaşlarının yüzlerini canavar gibi görmesi ve bu durumun filmde pek çok kez tekrarlanması da filmin beni etkileyen taraflarından. Filmin sonunda Kevin şeytanın oğlu olduğunu öğreniyor ve şeytanı yok etmek için mükemmel bir plan yapıyor.
Film bir klasik film olduğu için dikkatimi çekti ve gerçekten beğendiğim bir film oldu hatta film rüyama bile girdi. Filmin başrol oyuncuları Keeanu Reeves, Al Pacino ve Charlize Theron bu filmde harika bir oyunculuk sergilemişler. Aslında bence şeytanla ilgili bir yanlış anlama var şeytan kutsal kitaplara göre insanlara sadece inanma diyor, yani tecavüzcü birinin şeytana uydum demesi saçma çünkü şeytan sadece inanma diyor, filmin yönetmeni Taylor Hackford tanıdığım bir yönetmen değildi fakat bu filmde müthiş bir iş çıkarmış. Kısacası bu film tavsiye edebileceğim bir film oldu, Sevgilerle.
0 Yorumlar