Merhaba arkadaşlar nasılsınız keyifler nasıl? Umarım her şey yolundadır. Bugün sizlere yakın zamanda izlediğim güzel bir psikolojik gerilim filminden Siyah Kuğu'dan bahsetmek istiyorum. Aslında bu filmi izlemeyi uzun zamandır istiyordum zira 2010 yapımı bir film. Film New York City'de balerin olan Nina'nın (Natalie Portman) hayatından bir kesit sunuyor. Filmin yönetmen koltuğunda Requiem For a Dream ile psikolojik filmlerin başarılı yönetmeni olma yolunda ilk adımlarını atarak dikkatleri üzerine çeken Darren Aronofsky oturuyor. Ünlü kuğu gölü gösterisini yeniden sahneden canlandırmak isteyen yönetmen Thomas Leroy (Vincent Cassel),
beyaz kuğu olarak Nina'yı seçer. Fakat daha Nina hem beyaz hemde siyah kuğu canlandırmak durumunda kalır. Şehre yeni gelen genç balerin Lily (Mila Kunis) ise bu yeni role Nina'nın rolüne talip olur. Bu Süreçte Nina gerçek bir psikolojik savaşta vermek zorundadır. Kendisinin doğumu için bale kariyerini 28 yaşında bırakan annesi Erica da Nina'ya kendi hayallerini gerçekleştirecek bir obje gözü ile bakarak psikolojik gerilimi daha da arttırır. Filmde geçen diyaloglar beni gerçekten çok etkiledi. Özellikle yönetmen Thomas Leroy ile Nina arasında geçen konuşmalar ve Nina'ya olan yaklaşımı, ona cinsel hayatı ile ilgili sorular sorması. Ninanın bir şeytan tırnağı sökme sahnesi var ki
muazzam. Bence iyi film seyircileri olayların içine çekmeli, insanları sıkmamalı durağan olmamalı. Örneğin bu filmde daha önce bale ile ilgini pek bir bilgim olmamasına rağmen filmi izledikçe o dünyanın bir parçasıymış gibi hissettim. Filmde yönetmen Thomas otoriteyi simgeliyor ve ünlü Fransız oyuncu Vincent Cassel bu rolün hakkını fazlasıyla vermiş.
Bu aralar çok fazla psikolojik kitaplar okuduğum için bu film benim çok ilgimi çekti ve beklentilerimi karşıladı. Film seçerken çok titiz davranırım. söylediğim gibi eğer
psikolojiye ilginiz varsa bu film tam size göre. Sinemayla kalın.
0 Yorumlar