Belgesel Değerlendirmeleri: Kaptalizm: Bir Aşk Hikayesi

                Dünyamız sanayi devriminin ardından çok hızlı bir şekilde değişime uğradı. Ham madde ihtiyacı dünya savaşlarını beraberinde getirdi. İnsanların fabrikalarda çalışmaya başlaması ile köy nüfusu hızla azaldı. Bu değişimin sonucu olarak kapitalizm ortaya çıktı. Kapitalizm sözlük anlamı olarak üretim araçlarının kar amacıyla işletilmesine dayanan bir ekonomik sistemdir. Aslında bu durum beraberinde bir ikilemde getiriyor. ABD'de bulunduğum süre boyunca gözlemlediğim kadarı ile eğitim ve sağlık harcamalarının ücretli ve pahalı olması insanı biraz düşünmeye itiyor. Birkaç gün önce izlediğim Kapitalizm Bir Aşk Hikayesi belgeseli genel olarak bahsettiğim konuları ABD özelinden kaleme alıyor. Belgeselin yönetmen koltuğunda oturan Micheal Moore protest belgesellerle adından sıkça söz ettirmiş bir yönetmen. Bu belgeselde yönetmen Moore ülkesi ABD'deki kapitalizm kaynaklı çarpıklıkları, mağdurlar ile yaptığı röportajlarla gözler önüne seriyor. Birkaç örnek vermek gerekirse Wall-Mart gibi büyük firmalarda çalışan insanların ölmesi durumunda firma bir şekilde ölen çalışanı için ödediği sigorta parasının sahibi oluyor. Aslında her zaman söylediğim gibi mükemmel bir sistem ne yazık ki yok. Her sistemin belli sorunları var. Belgesel ile ilgili en can alıcı nokta ise 2008 krizinde hükümetin insanlara yardım etmek yerine batan bankalara 700 milyar dolar yardım etmesi. Bu durumun oluşmasında ekonomi bakanlığının Wall-Street firmalarının yöneticileri tarafından yönlendirilmesi etkili olmuş. Küresel şirketlerle hükümetler ne zaman iş birliği yapsa kaybeden halk oluyor. O yıllarda ülke genelinde grevler yapılıyor.  Halk bu durumu protesto ediyor. İşte tam bu olaylar yaşanırken Obama seçim yarışına dahil oluyor ve değişim sloganı ile 2009 yılında ABD'nin ilk siyahi başkanı olarak sahneye çıkıyor. Belgeselde ayrıca hukuken yapılan usulsüzlükler ve vergi afları da incelenerek hükümetin halkı değil büyük şirketleri önemsediğine vurgu yapılıyor.

               Belgesel adeta mükemmel bir düzen olmadığının kanıtı gibi. Belgeseli izledikten sonra hemen Moore'un diğer film ve belgesellerini araştırmaya başladım. Eğer dünya gerçekleriyle yüzleşmek istiyorsanız bu belgesel tam size göre.